Stoisizm
Stoisizm, daha sık bilinen adıyla Stoacılık, M.Ö. 300 yıllarında Atina’da Citium Zeno’nun öncülüğünde kurulan felsefi bir yaklaşımdır.
Stoacılık, helenistik felsefenin en önemli akımlarından biridir. “Stoic” kelimesinin ingilizce anlamı “kayıtsız” demek olduğu için birçok insan bu felsefi bakış açısının da fiziksel ve duygusal bağlamda kayıtsızlık içerdiğini düşünür. Oysaki bu önyargı stoacılık felsefesinin gerçeğinden oldukça uzaktır. Stoisizm felsefesi eylemi (aksiyonu, davranışı) temel olarak alır. Stoisizm felsefesi belirlediği erdemlerin (cesaret, adalet vb.) gerçek mutluluk olduğunu söyler ve birini yargılamanın kişinin kelimelerinden dolayı değil, davranışlarından dolayı olması gerektiğini söyler. Stoisizm felsefesinin kurucusu olan Citium Zeno’ya ek olarak, birçok önemli düşünür ve politikacı da bu felsefenin takipçilerinden olup, bu felsefeyi kendilerine bir çeşit yaşam biçimi olarak benimsemişlerdir. Stoisizm takipçilerinden bazıları köleliği yaşamış daha sonradan Romalı bir düşünür olan Epictetus, Romalı bir düşünür, politikacı ve yazar olan Seneca ve Roma İmparatorluğunun büyük imparatorlarından biri olan Marcus Aurelius gibi tarihte ismini bırakan insanlardır. Daha yakın tarihten olan takipçileride vardır bu felsefenin, mesela, Amerikan’ın kurucularından olan George Washington, ünlü bir şair olan Walt Whitman, Prusya Kralı olan Büyük Frederick, ünlü bir Fransız yazar olan Eugène Delacroix, ünlü bir economist olan Adam Smith, dünyanın en önemli filozoflarından biri sayılan Immanuel Kant, Amerika Birleşik Devletleri’nin eski başkanlarından birisi olan Thomas Jefferson, ünlü bir şair olan Matthew Arnold, ünlü bir yazar olan Ambrose Bierce, Amerika Birleşik Devletleri’nin eski başkanlarından biri olan Theodore Roosevelt, avukat ve şair olan William Alexander Percy vey azar olan Ralph Waldo Emerson bu isimlerden birkaçıdır.
Stoisizm felsefesi insanın en temel amacının mutluluk olduğunu savunur ve bu amaca ulaşmak için geçilen yolun doğa ile uyumlu yaşamaktan ibaret olduğunu belirtir. Bu nedenle, Stoisizm felsefesini takip edenler doğa ile barışık ve uyumlu bir hayatı benimsemişlerdir ve doğal olmayan bir ayrım olan “millet” ve “ülke” terimlerinden kaçınıp “dünya vatandaşlığı” düşüncesini özümsemişlerdir. Stoisizm felsefesi, her ne kadar insanlar sosyal varlıklar olsalar da, mutluluğa ulaşma yolunun harici koşullara bağlı olmasından ziyade insanların dış dünyayı nasıl anlayıp yorumlamalarına bağlı olduğunu öğretir. Stoacılar mutluluğa erişmek için geçen bazı yolları şu şekilde tanımlamışlardır: dış etkenlerin bizi etkilemesine izin vermeden yaşamın bize verdiklerini eksiği veya fazlasıyla kabul edip acı, hüzün gibi duyguları hissetmeye karşı olan korkumuzu veya zevk, eğlence duygularını hissetmeye karşı olan zaafiyetimizi bir köşeye bırakmak; doğa ile iç içe ve uyumlu yaşamayı benimseyip, doğanın bize verdiği görevleri yerine getirmek; dünyayı, doğayı ve çevremizi anlayıp onlara uyabilmek için zekamızı kullanmak; diğer insanlar ile birlikte uyum içinde yaşayıp, birlikte çalışıp, başkalarına adil davranmak ve birbirimize karşı güvenilir ve dürüst davranmak. Stoacılık felsefesinin öğretilerinden anlaşıldığı üzere, bu felsefe tamamen teorik düzlemde kalmayan bir akımdır; aksine, pratik açıdan zengindir.
Stoisizmin erdemleri nelerdir?
Birçok kaynak Stoisizmin dört tane temek erdemi olduğunu gösteriyor: cesaret, ölçülü olma, adalet, (pratik) bilhelik. Ancak bazı kaynaklar bu dört erdemin yanı sıra beşinci bir erdemden bahsediyor: dürüstlük. Bu erdemler Stoisizm felsefesinin en gerekli ve asıl değerleridir. Stoisizm felsefesi bu erdemleri her şeyin üstünde tutup, onlardan daha önemli bir gerçeğin olmadığını savunur.
Cesaret (Andreia)
Cesaret, Stoisizm felsefesinin temel erdemlerinden biridir. Korkunun karşısında sakin kalabilip, ondan etkilenmemek. Korku hissetmek insanı geriye çeker ve bu kabul edilemezdir; insanlar ölümün ve tehlikenin farkında olduktan sonra korku hissetmek gereksiz ve zararlıdır. Cesaret Stoisizm felsefesinin gerekli olarak ifade ettiği erdemlerden biridir. Cesaret erdemi, insanlarda korku uyandıran, endişe getiren veya telaşa düşüren durumlarda insanı sakin tutup, mantıklı ve erdemlice düşünmesi için gereklidir.
Ölçülü olma (Sophrosyne)
Ölçülü olma, Stoisizm felsefesinin temel erdemlernden bir başkasıdır. Ölçülü olma erdemi insanın kendi kendini disipin edebilme kabiliyetini ön planda tutar. Ölçülü olma erdemi, bir insanın kendi kendini denetlemesi, davranışlarına ve duygularına olan farkındalığı ve onlar üzerindeki kontrolünü yücelten bir erdemdir. Ölçülü olma erdemi stoisizm felsefesi için oldukça gereklidir çünkü stoisizm felsefesinde mutluluğa giden yolda bir insan kendi arzularına veya acı çekmekten korkan duygularına yenik düşmemeli, aksine bu duyguları kontrol edip davranışlarını ona göre ayarlamalıdır. Bu kontrol ve denetim ancak ölçülü olma erdeminden gelir. Ölçülü olma erdemi birçok şekilde kendini gösterebilir; ılımlı, sakin, tutarlı bir duruş ve zihniyete sahip olup davranışları kontrol edebilmek bunların en başındadır. Ölçülü olma erdemi, aynı zamanda ekonomik açıdan da kendini gösterebilir; materyalist aşırılıklardan sakınılması ve bu tür aşırılıkların kontrol edilmesi buna dahildir.
Adalet (Dikaiosyne)
Adalet, Stoisizm felsefesinin temel erdemlerinden bir başkasıdır. Bu erdem, modern zamanlarda legal boyutta anlaşılabiliyor, ancak Stoisizm felsefesi aslında adalet erdemini toplumsal boyuttan bireyler arası boyuta indirip, insanlara karşı doğru, dürüst ve adil olmayı vurgulamayı hedef alıyor. Adalet erdemi, insanlar arası interaksiyon boyutunda sadece adil olmayı değil, aynı zamanda insanlara karşı nazik, şefkatli ve objecktif olmayı da savunur. Adalet erdemi, eşitçiliği içinde barındıran bir erdemdir; Stoisizm felsefesi herkesin değerlerden eşit pay alması gerektiğini savunur. Kısacası, Stoisizm felsefesi adalet erdemi ile ahlak, eşitlik, nezaket ve tarafsızlığın getirdiği bilgeliğin davranışlara yanısmasını savunur. Stoisizm felsefesinin savunucuları “doğru şeyi yapma” tutumunu her şeyin üstünde tutarlar.
Bilgelik (Phronesis)
Bilgelik, Stoisizm felsefesinin temel erdemlerinden bir diğeridir. Stoisizm felsefesindeki diğer birçok element gibi bilgelik erdemi de teorik veya düşünsel olmaktan ziyade, yaşanan ve uygulanan bir tutumdur aslında. Bilgelik erdemi, “pratik bilgelik” olarak da tanımlandırılır. Stoisizm felsefesi der ki bir insanın bilgi sahibi olması yeterli değildir; insan bilgeliğini etik ve ahlaki yaşam tarzını ortaya koyarak yaşamalı ve ona hayat vermelidir. Bilgelik erdemi, sağduyu olarak da görülebilir çünkü pratik bilgelik bir insanın iyi ve kötü ayrımında, yapılması gerekilen ve yapılmaması gerekilen davranışların ayrımında, başkasının göremediği büyük resmi görebilmekte kullanılan beceridir.
Dürüstlük
Birçok kaynak dürüstlük erdemini stoisizm felsefesinde ayrı bir erdem olarak saymaz, çünkü dürüstlük, adalet erdeminin içinde var olan bir duruştur. Ancak başka kaynaklar bu erdemi diğer dört temel erdemin yanına koyarlar. Stoisizm felsefesinde karşımıza çıkan diğer bütün konseptler gibi, dürüstlük erdeminde de düşünsel anlayıştan çok pratik olarak görülmesi gerektiği vurgulanır. Dürüstlük erdemi en temelinde der ki, bir insanın karşısına ne çıkarsa çıksın, insan kendi dürüstlüğünü terk etmemeli, dürüstlüğünden taviz vermemelidir. Bu erdemin içinde diğer dört erdem de az çok görülüyor: karşımıza çıkan bize korku veren durumlarda cesaret erdemimiz bizi sakin ve ılımlı tutar ve dürüstlüğümüzden ödün vermeyiz, ölçülü olma erdemimiz kendi kendimizi değerlendirmemiz ve kontrol etmemizi sağlarken kendimizi dürüst tutmamıza yardımcı olur, adalet erdemimiz herkese karşı adil ve dürüst olup hep doğru olanı yapmamıza yardımcı olur, bilgelik erdemimiz de doğru ve dürüst olanı bilip bunları kendi davranışlarımıza yansıtmamızda yardımcı olur.
Bengisu BULUT