BDT Kökenleri: Donald Meichenbaum

Donald Meichenbaum, Bilişsel Davranışsal Modifikasyon’un kurucusudur ve yüzyılın en etkili 10 psikoterapistinden biri seçilmiştir. Meichenbaum, Ontario, Waterloo Üniversitesi’nde Ordinaryüs Profesör’dür ve klinik psikolog olarak çalışmalar yürütmektedir. Aynı zamanda The Melissa Institute for Violence Prevention and Treatment (Melissa Şiddet Önleme ve Tedavi Enstitüsü)’in de kurucusudur.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisinde uzman olan Dr. Meichenbaum şiddet, istismar, kazalar ve hastalık gibi travmalar için tüm yaş gruplarını tedavi etmiştir. Dr. Meichenbaum bir klinisyen ve araştırmacı olmanın yanında birçok kitap yazmıştır.  Bilişsel Davranış Değişikliği: Bütünleştirici Bir Yaklaşım adlı kitabı, alanında bir klasik olarak kabul edilmektedir.

1970-1980 yılları arasında yapılan çok sayıda çalışmalarda çok sayıda terapist daha önce Albert Ellis tarafından geliştirilen bilişsel teknikleri kullanmaya başlamışlardır. Donald Meichenbaum ise bilişsel terapi ve davranışçı terapinin birleşmesinin öncülerindendir (Beck 2006). Donald Meichenbaum, bilişsel davranışçı terapiye ( BDT ) katkıda bulunmuş bir psikologdur. İstenmeyen davranışları değiştirmek için işlevsiz konuşmayı tanımlamaya odaklanan bilişsel davranış değişimi adlı terapötik bir teknik geliştirmiştir. Panik bozukluk, agorafobi ve diğer anksiyete bozuklukları genellikle iyileşmeyi engelleyebilecek bazı düşünce kalıpları ve davranışları ile sonuçlanır.

Donald Meichenbaum’un, Bilişsel Davranış Değiştirme (BDD) (Cognitive Behavior Modification) Yaklaşımı danışanın kendisiyle ilgili ifadelerini değiştirmeye odaklanması bakımından farklılık göstermektedir. Bu yaklaşım, Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi’nin önemli bir diğer alternatifi konumundadır. Meichenbaum’a göre “benlik ifadeleri bir kişinin davranışlarını başka bir kişinin ifadeleri kadar etkiler.” Bu yaklaşım bireyi rahatsız eden duyguların temelde uygunsuz ve uyumsuz davranışların sonucu olduğu noktasında ADDT ve Beck’in Bilişsel Yaklaşım’ıyla aynı görüştedir. Bu yaklaşımın temel görüşlerinden birisi ise danışanın davranışlarını değiştirebilmesi için kendisinin nasıl düşündüğü, hissettiği ve davranışları ve başkaları üzerindeki etkilerini fark etmesi gerektiğidir.

Meichenbaum’nun “kendi kendini eğitim programı” temelde danışanların kendi iç dünyalarındaki konuşmalarının farkına varmaları için geliştirilmiştir. Meichenbaum’un kuramında bilişsel yeniden yapılanma önemli bir role sahiptir. Meichenbaum bilişsel yapıyı “düşüncelerin seçimini gözlemleyen ve yöneten, düşünmenin düzenleyici özelliği” olarak tanımlamaktadır. “Bilişsel yapı: ne zaman devam edileceğini, ara verileceğini veya düşünmenin değiştirileceğini belirleyen, “düşünmenin izlerini takip eden” bir “idari işlemci” görevi yürütür.”

Meichenbaum, “davranış değişiminin, iç konuşmanın, bilişsel yapıların, davranışların ve bunların sonuçlarının etkileşimini içeren bir takım birleştirici süreçlerin sonucunda ortaya çıktığını” ifade etmiştir. Meichenbaum davranış değişikliği için üç aşamalı bir değişim sürecinden söz etmiştir. Ona göre yalnızca bu aşmalardan birisi üzerinde durmak yetersizdir.

Birinci Aşama; Kendi kendini gözlemleme

Davranış değişiminin ilk aşamasında, danışanların, kendi davranışlarını nasıl gözlemleyebileceklerini öğrenmeleri gerekmektedir. Terapiye başladıkları aşamada, danışanların konuşmalarında kendilerini ifadeleri olumsuzluk içermektedir. Diğer taraftan konuşmaları hayallerle karakterize edilmiştir. Önemli bir başka unsur da kendilerini dinleme arzuları ve yetenekleridir. Bu süreçte, kişi hem kendine hem de diğer insanlara karşı konuşması, davranışları ve duygularıyla aşırı hassas bir noktada yer alır. Örneğin; depresyonda olan birisi olumlu yönde değişimler geçirmeyi istiyorsa öncelikle olumsuz duygu ve düşüncelerinin “kurbanı” olduğunu kavraması gerekmektedir. Danışanların, kendi kendilerine konuşmalarının ve iş konuşmalarının kendileri üzerinde nasıl etki yaptığını gözlemlemeleri gerekir. Danışanların kendilerini gözlemleme süreçleri değişimin gerçekleştirilebilmesi için oldukça önemli olmakla birlikte tek başına davranış değişikliği sağlamak için yeterli değildir.

İkinci Aşama; Yeni bir içsel diyalog başlatma

İlk aşamada danışan ile danışman arasındaki ilişkide danışanın uyumsuz davranışlarının farkına varması sağlanır. Davranışlarının farkına varan danışan mevcut davranışlarında değişim sağlayabilmek için alternatif davranış arayışlarına girer. Bu süreçte danışanlar içsel diyaloglar geliştirmeye başlarlar. Yeni öğrendikleri içsel diyalogları yeni davranışlarına rehberlik eder. Bu süreç danışanın bilişsel yapısında etki eder.

Üçüncü Aşama; Yeni beceriler öğrenme

Bu aşamada danışanlara, gerçek yaşamda karşılaşabilecekleri problemlerle başa çıkmada uygulayabilecekleri daha etkili beceriler öğretilir. Ayrıca danışanların yeni cümleler kurmalarına ve bunların sonuçlarını gözlemleme ve değerlendirmeye odaklanmaları devam eder.

Farklı ortamlarda farklı cümleler kurdukları için farklı tepkilere maruz kalırlar. Öğrendiklerinin devamı ve istikrarının sağlanması için yeni öğrendikleri davranışları ve bunların sonuçlarını dikkate almaları gerekir.

Kaynakça

Beck A.T. (2006) How an anomalous finding led to a new system of psychotherapy, Nature Medicine,

vol. 12, nu.10 ((12:10))

Corey, Gerald. (2012). Danışmanlık ve psikoterapinin teori ve pratiği, 9. baskı, Belmont, CA:

Thomson Brooks / Cole.

https://tr.reoveme.com/bilissel-davranis-degisikligi/ adresinden alındı

Bilimsel İçeriği Paylaşmak Toplumumuz Geliştirecektir